CHP Sözcüsü Deniz Yücel: EBSO Başkanı İbrahim Gökçüoğlu’na Destek

T24 Haber Merkezi

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, AKP İzmir İl başkanı ve milletvekili tarafından hedef gösterilen EBSO Başkanı İbrahim Gökçüoğlu’na destek verdi. Yücel, yapılan hedef göstermenin asla kabul edilemez olduğunu belirterek, iş insanlarına parmak sallamanın acizlerin yapacağı bir hareket olduğunu söyledi.

Yücel, TÜSİAD’a verdiği destek sebebiyle hedef gösterilen Gökçüoğlu’na destek paylaşımında bulundu. Yücel’in açıklamaları şöyle:

“TÜSİAD’ın ülkemizde yaşanan hukuksuzluklara dikkat çektiği açıklamalarından rahatsız olan iktidar, demokratik ülkelerde eleştiri hakkı ve ifade özgürlüğü kapsamında çok olağan karşılanması gereken bu açıklamalara yine hukuksuz bir süreçle karşılık vermişti. Türkiye’nin en köklü sivil toplum kuruluşlarından birinin başkanı ve yöneticisi, iki muteber iş insanını, önce hedef gösterip haklarında soruşturma açtıran, ardından kolluk nezaretinde, kelepçeleyerek ifadeye gönderen ve hiç utanmadan gözaltı yok diyebilen anlayış, bu kez de EBSO meclis başkanını hedef gösteriyor! EBSO Meclis Başkanı”

“Toz pembe tablo çizmeye çalışanları rahatsız etmiş”

Sn. İbrahim Gökçüoğlu’nun Fatih Sultan Mehmet’in “Aklı öldürürsen ahlak da ölür, akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür, adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür” sözlerine atıf yaparak ülkede yaşanan hukuksuzluklara değindiği konuşması, ülkemizin durumuyla ilgili toz pembe tablo çizmeye çalışanları rahatsız etmiş. AKP İzmir İl başkanı ve milletvekilinin EBSO Başkanı Sn. İbrahim Gökçüoğlu hakkındaki açıklamaları asla kabul edilemez. İş insanlarına parmak sallamak, ancak ve ancak söyleyecek sözü olmayan acizlerin yapacağı iştir. Bundan 23 yıl önce, ülke yönetimini “Adalet, demokrasi ve özgürlük” vaadleriyle, % 29 enflasyonla devralan AKP iktidarı bugün ülkede ne adalet, ne demokrasi, ne de özgürlük bıraktığı gibi tabiri caizse ekonomiyi de bitkisel hayata sokmuştur. İktidarın muhalefeti, basını, kendini eleştiren STK’ları ve İş insanlarını susturmak ve sindirmek için yargıyı araçsallaştırdığı bir ülkede, hukuk düzenine ve yargıya güven kalmaz; hukuk düzenine ve yargıya güven olmayan bir ülkede ise ekonominin düzelmesi de beklenemez.”