ABD Başkanı Donald Trump’ın 18-30 yaş grubunu kazanmasında büyük rol sahibi olan Charlie Kirk bir etkinlikte boynundan vurularak öldürüldü. Yaşanan olayın perde arkasını kaleme alan Evrensel yazarı Cihan Tuğal, bu gibi suikastların bağımsız olarak en çok sağın işine yarayacağını, bireysel şiddet ve “kahraman suikast” anlayışının egemenleri güçlendirdiğini savunarak, Vladimir Ilyic Lenin’in abisi
Alexandr (Saşa) Ulyanov’un arkasından verdiği sözü yazdı. O köşe yazısı şu şekilde;
“Belki de Amerikan tarihinin en önemli suikastlarından birine şahit olduk çarşamba günü. Sağın yıldızlarından, Trump’ın 18-30 yaş grubunu kazanmasında büyük rol sahibi Charlie Kirk öldürüldü.
Henüz cinayeti işleyen kişi hakkında bilgi çok sınırlı. Fakat Trump, olaydan hemen sonra “radikal sol”u suçladı. Sağcı önderler, solcu gruplara karşı büyük bir çökertme operasyonu çağrısı yaptı. Sağ görüşlü sosyal medyada da “antifa”ya karşı bir öfke dalgası yükselişte.
Sol görüşlü sosyal medyada ise Kirk’le dalga geçen, suikast eylemine en azından sempati duyduğunu belli eden bazı kişiler var. (Genel ton elbette bu değil). Yine de bu cinayetin solcu gruplar tarafından düzenlendiğinden şüphe etmemizi gerektiren birkaç işaret mevcut.
Birincisi, Amerikan yakın tarihinde yüksek profilli cinayetlerin (JF Kennedy, Malcolm X, Martin Luther King) gerçek faillerinin on yıllar sonra dahi bulunamaması. Eninde sonunda gizli servislerin dahlinin ortaya çıkması. Solcu görünümü arz eden kişilerin figüran işlevi görmesi.
İkincisi, solun örgütsüzlüğü.
Üçüncüsü, Amerikan solunun neredeyse yüz yıldır silahla arasına çok büyük bir mesafe koymuş olması. Doğru düzgün silah kullanmayı bilen solcu sayısı gayet sınırlı. Charlie Kirk cinayeti ise profesyonel şekilde işlenmişe benziyor.
Yine de, “solcu” bir meczubun ve (daha düşük bir ihtimal olmakla birlikte) solcu bir grubun bu suikastta rolü olma olasılığını toptan reddedemeyiz. Ya tamamen kendi eğilimlerinden ötürü ya da suikastçı eğilimlerin yerli veya yabancı gizli servislerce manipüle edilmesi sonucu böyle bir eyleme kalkışmış olabilecek kişi ve gruplar var.
Bunda toplumdaki genel çaresizlik ve çıkışsızlık hissinin büyük payını gözden kaçırmamalı. Örneğin, Luici Mangione’nin sağlık sektörünün önde gelen CEO’larından (yani en üst düzey yöneticilerinden) birini öldürmesi, sağda da solda da büyük sempati topladı. Sosyal medyada bu zattın nasıl kahramanlaştırıldığı zaten biliniyor. Hem radikal sağcılarla hem solcularla yaptığım sohbetlerde, bu tür eylemlerin yüceltilmesine karşı yaptığım itirazlar bazen şu minvalde itirazlarla karşılaşıyor: “Ama ne yapalım, CEO’lar çok güçlü. Başka hiçbir yöntem onları durdurmuyor. Luici iyi yaptı.”
Toplum örgütlülükten uzaklaştıkça, bu tür eğilimlerin yayılması kaçınılmaz hale geliyor.
Üzülerek söylüyorum, Amerikan Marksizmi’nin en nitelikli düşünürlerinden biri dahi, ölmeden kısa bir süre önce –Marksistlerin yüz yılı aşkın bir süredir biriktirmiş olduğu maceracılık eleştirilerini yok sayarak– bu tür “kahraman”ları yücelten bir yazı yazdı. Yazı merkez sola yakın mecralarda bile beğeni topladı. Suikastçıları yücelten ruh hali gayet yaygın yani.
Oysa Charlie Kirk cinayeti de benzerleri gibi, en çok radikal sağın işine yarayacak… Cinayeti gerçekten kimin düzenlediğinden bağımsız olarak. Hem sola karşı nefret büyütülecek hem de sağın kendi içindeki bağlar güçlendirilecek. Muhtemelen birçok sağcı, silahlarını daha sık kullanmaya yönelecek. Solun çoğunluğu ve liberaller arasında ise şiddetin korkunç bir şey olduğu ve silahlardan uzak durulması gerektiği kanaati iyice güçlenecek. Bu da hem solu hem merkezi, sağın şiddetine daha açık hale getirecek. Bir o kadar önemlisi, sol ve azınlıklar üzerinde estirilen devlet terörü katmerlenecek.
Bu kısır döngüyü kırmak çok zor. Otorite figürlerinin veya önde gelen kişilerin sansasyonel biçimde “cezalandırılması,” muhalifliğin en ilkel ve maceracı biçimlerinden. Fakat toplumdaki acziyet hissinden dolayı, suikastları “devrimci” bir “çözüm” olarak görenlerin sayısı artabilir. Bu da devletin ve sağın kıyıcılığı için ek bir bahane haline gelip, kısır döngüyü iyice içinden çıkılmaz kılabilir.
***
Bir gün küçük bir çocuğun, Rus çarına düzenlediği başarısız suikasttan dolayı idam edilen abisi Alexandr (Saşa) Ulyanov’un ardından dişlerini gıcırdatarak “Biz başka bir yol izleyeceğiz Saşa” dediği rivayet edilir. O küçük çocuk büyür, parti ismi olarak “Lenin”i edinir ve –uzun ve meşakkatli yılların ardından– kısır döngüyü kırmanın bir yolu olduğunu tüm dünyaya gösterir.
O halde, bu tür suikastlara hevesli olan ya da en azından sempati duyanlara hatırlatalım:
Çok özel koşullar (örneğin bir iç savaş, ve/ya yüksek dozda şiddetten doğrudan sorumlu olan bir kişinin hedef seçilmesi gibi) ve arkasında kitlesel meşruiyet olmadıkça, bu tür eylemlerin kazananı egemenler olur hep. Aceleci yöntemlerden medet ummayı bırakın. Kurtuluş, suikastçı “kahraman”larda değil, ezilenlerin kendi kollarıyla kuracakları kitle örgütlerindedir”